Bu yazıyı paylaş
Bu ayki konumuz on yıl sonrasının iş yetenekleri. Konu gelecek olunca soru yelpazesi genişliyor: Gelecekte çalışma hayatı neye benzeyecek? On yıl sonra hangi meslekler revaçta olacak? Akademi dünyası bu hazırlığın neresinde? Yüksek öğretim kendisini nasıl bir gerçeğe hazırlamalı? Şirketlerin yeni İK fonskiyonları oluşturuluyor mu?
Eşitsizlik ve iklim değişikliği gibi inatçı sorunların kuşatması altında olsak da mesleklerin geleceği hepimizin dilinde. Eğitim dünyasının da en önemli konulardan biri bu. Şöyle düşünün: Bugün okul hayatına başlayan bir çocuk, bundan 15 yıl sonra kariyeriyle ilgili kararlar alıyor olacak. Hayatını nasıl kazanacağını, ayakları üzerinde nasıl duracağını, onu mutlu eden bir mesleği olup olmayacağını bilmiyoruz. Sevdiği hayatı yaşayacak mı? Anlayacağınız bir uçta son derece kişisel meselelerimiz, öbür uçta dünyamızı ilgilendiren çetin sorunlar yer alıyor.
Bizler bunları düşünerek saçlarımızı ağartalım, farklı alanlardan uzmanlar önümüzdeki yıllarda bizi bekleyen birçok tema, eğilim ve davranışın şimdiden belli olduğunu söylüyor. Bazı değişimler sessizce belirecek, bazıları yıllar süren çabalar sonucu ortaya çıkacak, bazıları ise gökten zembille düşmüş izlenimi verecek. Ama bir şekilde demir gibi sağlam zannettiğimiz kimi senaryolar dağılacak.
Hal böyleyken Türkiye’de akademik dünyada, sivil toplumda ve iş hayatında 21. yüzyılın yetkinliklerine dair neler konuşuluyor, nasıl bir hazırlık söz konusu, neler değişiyor? Bu ay üniversite hocaları, İK yöneticileri, girişimciler ve aktivistlere şu anki panaromayı sorduk. Hepsi alanlarına özgü gelişmeleri etraflıca anlattı. İlgiyle okuyacağınızı umuyoruz.
Geleceğe hazırlanmanın yolu
Görüş aldığımız herkesin dikkat çektiği ortak nokta şu oldu: Kaderimiz hükümetlerle ve kuruluşlarla ne kadar iç içe geçmiş olsa da, günün sonunda ilerlemenin motor gücü her zaman bireysel girişimcilik olacak. Hem kendimizi hem başkalarını ateşlemeyi “öğrendiğimiz” gün tarlasını işlemek için elinde geleni yapan bir çiftçi gibi hissedeceğiz.
Dolayısıyla bizi şimdiki zamanın bir parçası haline getirecek bazı adımları bizzat atmamız gerekiyor. Aşağıda aktif şekilde farkına varmamızı sağlayacak bazı sorular var. Bunlar hızla yanıtlanması mümkün olmayan sorular. Bazen haftalar veya aylar boyu zihinde gezinmesi gerekiyor. Umarız sizler için de iyi birer egzersiz olurlar.
Bireyler için 10 soru
- Beni en çok hangi konu ilgilendiriyor?
- Ne öğrenmeliyim? Değişen bir kariyer portföyüne hazırlanmak için ne yapmalıyım?
- Çocuklarımı geleceğe hazırlamak için onları nasıl yetiştirmeliyim?
- Onları en iyi nasıl hazırlarım? Doğru değerlere ve beklentilere sahip olmaları için ne yapabilirim?
- Hangi günlük tercihlerim geleceğimi en fazla etkileyecek?
İşe yürüyerek ya da bisikletle gidebilir miyim? Vejetaryen olabilir miyim? Şehirde yaşamak benim için en iyi seçenek mi?
- Gelecekte yapacağım tüketimin tam maliyetini ödemeye hazır mıyım? Bir litre benzine 20 lira, bir litre süte 15 lira, bir ekmeğe 5 lira ödediğim bir hayatı ne kadar sürdürebilirim?
- Kendimle ilgili bilgileri paylaşmakta ne kadar açık olmalıyım? Gelecekte nasıl arkadaş edinecek ve arkadaşlıklarımı nasıl sürdüreceğim? Sanal ağlarım da “gerçek” dünyada karşılaştığım insanlar kadar önemli olacak mı? Kişisel bilgilerimi sadece yakın arkadaşlarımla mı paylaşacağım?
- Birey olarak en çok nerede ve nasıl etkili olabilirim? Kimlerden gelen bilgilere güvenebilirim? Görüşlerimi yönlendirmek için verilere çok fazla güvenmem doğru mu?
- En iyi fırsatları dünyanın neresinde bulacağım? Şimdi yaşadığım yerde kalırsam doyurucu bir çalışma yaşamım olacak mı yoksa buradan gitmeli miyim? Daha uzakta çalışmayı göze almalı mıyım?
- Emekliliğe en iyi nasıl hazırlanabilirim? Yüz yaşına kadar hayatta kalmaya gücüm yeter mi? Yetmiş beş yaşımdan sonra hala çalışıyor olacak mıyım?
Sorular için kaynak: www.futureagenda.org/