Öğrenmeyi Öğrenmek ya da Bilmeyi Bilmek
Bu makaleyi paylaş
Bilginin güç olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu durumda öğrenmeyi öğrenmek en önemli yetenek mertebesine yükseliyor çünkü gelişmek istediğimiz her şeye bir kapı açıyor.
Yirmi birinci yüzyılın üçüncü on yılındayız. her zamankinden hızlı mı dönüyor, yoksa kendi ritmimize göre hareket etmek mi zorlaştı? Bir teknik becerinin ortalama ömrünün kabaca 18 ay olduğu söyleniyor. Yani bugün öğrendiğimiz birçok şey yarın eskimiş olacak. Bu gerçek cesaret kırıcı olsa da, aslında bilginin güç olduğu bir dünyayı işaret ediyor.
Okulun Bittiği Gün Eğitim Duruyor mu?
Bir şeyler öğrenmek isteriz çünkü bir ekibimiz vardır ve ona koçluk etmemiz gerekir, sevdiğimiz birinin bir sorunu vardır ve meseleyi tam olarak anlamak isteriz, paramızı daha iyi yönetmek isteriz veya sanatın bir dalına, grafik tasarıma, yabancı bir dile, bir enstrümana, bir felsefeye merak salarız.
İhtiyaç duyacağımız birçok içeriğe erişim bugün hakikaten kolay, yaşam boyu öğrenci olmak için olağanüstü bir konumdayız. Hayatımızın yıllarını okula gitmek için harcamış olsak da standart müfredatta olmayan birçok yaşam becerisi var. Yani eğitimin okulun bittiği gün durduğunu varsaymak yanlış. Eleştirel düşünme, parayı idare etme, zaman yönetimi, yaratıcı düşünme, iletişim, ebeveyn olmayı öğrenmek gibi şeylerin listesi uzayıp gider. Aslında ne kadar önemli olduğunu anlayamadığımız bir diğer beceri de nasıl öğrenileceğini öğrenmek. Peki nasıl hızlı, daha iyi öğrenebiliriz? Herhangi bir şeyi öğrenmek için elimizdeki inanılmaz bilgi genişliğini nasıl kanalize edebiliriz? Görüşümüzü bulanıklaştıran otomatik pilotu nasıl kapatabiliriz? Bilimsel destekli yanıtlar aşağıda:
1. Beyninizin nasıl çalıştığını anlayın
Beynimizin iki modu vardır: “Odaklanmış” ve “Dağınık” mod. Odaklanma modu, dikkatinizi bu yazıyı okumak veya bir kodlama sorununu çözmek gibi belirli bir görev üzerinde sürdürmekten ibarettir. Dağınık mod, zihninizin gezinmesine izin vererek, beyninizi kendi başına yeni bağlantılar kurmaya bırakmaktır. Bu nedenle yeni düşünceler aklımıza boş zamanlarımızda gelir. Arşimet’in suyun kaldırma kuvvetini küvette uzanırken bulmasını, Newton’un yerçekimini elma ağacının altında otururken keşfetmesini düşünün. Hepsi belli bir gevşeme anının ürünüdür. Yeni bir konuya hâkim olmaya çalışırken uyku da çok işlevseldir. Uyku, beynimizin yeni bağlantıları sağlamlaştırmasını, gün içinde biriken toksinlerden kurtulmasını ve bir sonraki çalışma seansına hazır olmasını sağlar.
2. Öğrenme stilinizin ne olduğuna çok takılmayın
Günümüzde bir konuyu incelemenin pek çok yolu var: kitaplar, online kurslar, podcast’ler, yüz yüze eğitimler, bloglar, konferanslar, mobil uygulamalar, çalışma grupları… Öğrenme stilinizin görsel, işitsel, sözlü veya fiziksel olduğunu düşünüyor olabilirsiniz.
Çeşitli testler yaparak kendi öğrenme stilinizi bulabilirsiniz, fakat şunu da ekleyelim, son zamanlarda bilim camiasında öğrenme stillerinin ne derece belirleyici olduğu tartışılıyor. Bir öğrenme stilinizin olduğu fikrine saplanıp kaldığınızda, bunun sizi sabit zihniyete sokabileceği ve aslında kolayca geliştirebileceğiniz bir beceriden alıkoyabileceği söyleniyor. En önemli şeyin, hatırlamanızı en üst düzeye çıkaran öğrenme stratejileri kullanmak olduğu görüşü yaygınlık kazanıyor.
3. Yeter ki başlayın
Yeni bir beceri edinmek, tamamen tutarlılıkla ilgilidir. Lütfen tutarlı olmaya çalışın. Erteleme genellikle ilerlemenin önüne geçer. Ama başlamak savaşın yarısıdır. İşte tam da bunu yapmanıza yardımcı olabilecek önemli bir teknik var:
Parçalayın
Bir roman okumaya başladığımızda, nadiren tek seferde bitirmeyi umarız. Bunun yerine, muhtemelen kitabı bitirene kadar birkaç bölüm, ardından birkaç bölüm daha okuruz. Garip bir şekilde, kişisel hedefler söz konusu olduğunda kendimize bu kadar hoşgörülü değiliz. Uzun vadeli bir hedefe bakmak ve ulaşılamayacak kadar uzak göründüğü için yola hiç çıkmamak yaygın bir hatadır. Ancak yolculuğumuzu daha küçük, daha ulaşılabilir parçalara bölerek, mümkün olabileceklere dair algımızı yeniden şekillendirebiliriz. Öğrenmek istediklerinizi yönetilebilir parçalara bölmek ve her parçada ustalaşmak hararetle tavsiye edilen bir yöntemdir. Örneğin; uzun zamandır başlayamadığınız bir doktora teziniz varsa hedefinizi tezin tamamını bitirmek yerine bu ay tezin şu konusunu netleştirecek ve en az iki başlığı araştıracağım diyebilirsiniz. Ya da iş İngilizcemi geliştirmek istiyorum yerine bu hafta bir makaleyi İngilizceyi okuyacağım ve bilmediğim kelimeleri öğreneceğim diyebilirsiniz.
Aktif katılın
Eski bir Çin atasözü vardır: “Herhangi bir şeyi bana anlat, onu bir saat boyunca hatırlayacağım. Eğer bana gösterirsen onu bir gün boyunca hatırlayacağım. Fakat aynı şeyi yapmama izin verirsen onu sonsuza kadar hatırlayacağım.” Uygulama, bilginizi pekiştirmek için çok önemli bir adımdır. Aktif olarak içerik üretmek için birkaç dakika harcamak, öğrenme rutininizdeki kilit noktadır. Bilgiyle aktif olarak ilgilendiğinizde ve kendi versiyonunuzu oluşturduğunuzda, hatta onu birine öğrettiğinizde bazı şeyleri daha iyi hatırlayabildiğinizi göreceksiniz. Bilim insanları, bilginin pasif bir şekilde okunmaktan ziyade aktif olarak zihinde yeniden yaratıldığı takdirde daha iyi hatırlandığını söylüyor.
Aktif öğrenmek için:
- Bir bilgiyi iyice sindirmek istiyorsanız, bunu başka birine açıklamaya / öğretmeye çalışın.
- Mümkün olan her vakitte, odanızın sessizliğinde bilginizi sınayın – bu aslında kendinizi test etmek değil, öğrenmektir.
- Bir okumayı bitirdikten sonra not defterinizi açın ve içerik hakkında hafızanızda kalanlardan notlar alın. Böylece pasif okumadan aktif katılıma geçersiniz.
Ü
Ürün değil, süreç
Öğrenme, başı, ortası ve sonu olan bir proje değildir. İlerlemeyi doğrusal olarak görmek yaygındır. Başarı hakkında düşünürken, birçok insan yukarıya doğru çıkan bir merdiven veya sola doğru yükselen bir ok çizgisi hayal eder.
- Doğrusal model: A sonra B sonra C sonra D.
- Dairesel model: A, B’yi besler, C’yi besler, bu da A’yı besler.
Doğrusal bir kişisel gelişim modelinde, yalnızca yukarı veya aşağı gidebilirsiniz. Bu yapının doğası gereği, altınızda veya üstünüzde başkaları vardır. Birçok kuruluş tarafından çalışanlarının kariyerlerini yönetmenin bir yolu olarak kullanılır. Oysa başarıya kilitlenmiş pürüzsüz bir yol gibi göründüğünden bu model yanıltıcıdır.
Döngüsel bir büyüme modelinde kimse kimseden daha gelişmiş değildir. “Yukarı” veya “aşağı” yoktur. İnsanlar kendilerine özgü, benzersiz öğrenme döngüsünün belirli bir noktasındadır. Herkes sadece kendisiyle rekabet eder. Önceden tanımlanmış bir yön olmadığı için dairesel model göz korkutucu olabilir ama kendi kişisel gelişim sürecinizi tasarlamanıza olanak verir.
Öğrenmek uzun ve zorlu bir yolculuktur ama size hem yeni kapılar açar hem de kapatmak istediklerinizi kapatmanıza yardımcı olur. Son olarak öğrenmeyi öğrenme eğitimleri veren Barbara Oakley’in şu harika Ted konuşmasını da dinleyebilirsiniz.
Birini seçin
Bir şeyler öğrenmek için epey seçeneğiniz var. Sadece iyi araştırın ve eğitimin içeriğinden, fiyatın doğruluğundan emin olun. Sizin için bazı seçenekleri sıraladık:
edX.org — Harvard, Stanford ve MIT gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinden binlerce kurs.
Coursera — Ücretsiz olan ve şu ana kadar 2 milyondan fazla öğrenci tarafından alınan Learning How to Learn .
Udemy – Hayal edebileceğiniz herhangi bir konu hakkında ücretli ancak çoğunlukla uygun fiyatlı kurslar.
MentorCruise — Yolculuğunuzda biraz daha ilerledikten sonra, sıkışıp kaldığınızda destek ve yanıt almak için bir uzmanla bağlantı kurmak faydalı olabilir.