MOKS
Bu makaleyi paylaş
MOKS bir kuruluşta yaşanabilir bir iş ortamı oluşturulmasını sağlayacak 3 alana odaklanıyor: Kurum kültürüne, Bilgiye, Geleceğe ve İletişime. Ardından da gelecek yönetiminin nasıl yapılacağını ele alıyor. Elbette her zamanki gibi hikayelerle. Ama bir farkla… Onun kitaplarına topladığı malzemenin hiçbiri internette dolaşan hikayelerden değil. Tıpkı şunun gibi:
Geleceği Tasarlayan Ahmet
“Ahmet Kaplan, Mersinli bir çoban. Bütün hafta koyunların başında duruyor, Pazar günleri Mersin’e inebiliyor. Parası az olduğu için internete bir saat girebiliyor. Bir de eskiciden önceki haftanın gazetelerini alabiliyor. Hafta içi de koyunların başında gazete ve kitap okuyor. Bir gün, bir insan kaynakları ekinde bir meslek görüyor: Fütürist, geleceği tasarlayan insan. “Aha, tam bana göre iş!” diye düşünüyor. Bütün hafta koyunların başında boşum, bari geleceği tasarlayayım. Çoban Ahmet, bütün hafta geleceği tasarlayıp pazar günü Türkiye Fütüristler Derneği başkanına mektup yazıyor ve “Ben sizin aradığınız kişiyim, gelecek şöyle olacak, böyle olacak” diyor. Dernektekiler yazılanlardan etkileniyorlar ve Ahmet’i İstanbul’a davet ediyorlar. Ahmet hayatında ilk defa gördüğü İstanbul’da fütüristlerle tanışıp onlara düşüncelerini anlatıyor. Oradakilerden biri Ahmet’e bilgisayar eğitimi verip işe alıyor. Ahmet de kendini bilgisayar animasyonları ve “Geleceği öngörme” konusunda geliştiriyor. Bu çocuk en son GORA filminin animasyonlarını yaptı.
Siz Geleceği Yönetemezseniz Gelecek Sizi Yönetir
Ülkenin köyleri böyle dehalarla, satranç ustaları, astronomi meraklıları, kalp cerrahları, fizik profesörleri, müthiş yönetmenlerle dolu. Biz, bu çocukları hayal güçleri körelmiş, inancını kaybetmiş, yetenekleri öğüten, test odaklı sistemin ve korkunç bir müfredatın kollarına bırakıp hepsini kaybediyoruz. Bu ülkede yaşadığımız en büyük dertlerden biri, pırıl pırıl, motivasyonu yüksek, canavar gibi birçok genç “Bu ülke ve kendim için neler üretebilirim?” diye iş hayatına girer, bir süre sonra kokuşmuş sistem kazanır. Çoğu içi boşalmış çalışanlar haline gelir.”
Neyi Savunacağına Karar Vermiş ve Onu Her Zaman Savunmuş Bir Yazar
Bu paragrafların sahibi Ahmet Şerif İzgören’in, yaşamının en değerli çabalarını ülkesi ve insanları için verdiğini, onun sıkı takipçileri iyi bilir. Kitaplarında yalın ve neşeli bir dil kullanır ama bu onun kolay yanıtlar sunduğu ve hafif şeylerden bahsettiği anlamına gelmez. Ülkesinde, o ülkenin endüstrilerinde, bu endüstrilerin içindeki kurumlarda, bu kurumların içindeki iş birimlerinde ve bu iş birimlerinin içindeki ekiplerde neler olduğunu ve neler olabileceğini bir çırpıda anlatır. Ama hayata geçirmek için sıkı çalışma gerekir.
Zor zamanlardan geçiyoruz… Koca bir nesil, iş bulmak için gerekli imkanlardan yoksun bir şekilde yetişkinliğe adım atıyor. insanlar ve kuruluşlar zorluk içinde. Dikkat merceğimiz kendi günlük dertlerimiz ile daha küresel hüsranlar arasında gidip geliyor. Böyle bir siyasi ve toplumsal arenada Ahmet Şerif İzgören yıllardır okurların dikkatini gerçekten önemli olana çekmeye çalışan bir yazar ve eğitmen olarak varlık gösteriyor. Net ve güçlü bir amacı olduğu için, yazıp konuştuklarının etkisi azalmıyor. Sürekli sahada olduğu için de anlattıklarının hiçbiri eskimiyor.
MOKS bir kuruluşta yaşanabilir bir iş ortamı sağlayacak 3 alana odaklanıyor: Kurum kültürüne, Bilgiye, Geleceğe ve İletişime. Ardından da gelecek yönetiminin nasıl yapılacağını ele alıyor. Elbette her zamanki gibi hikayelerle. Ama bir farkla… Ahmet Şerif İzgören’in kitaplarında verdiği malzemenin hiçbiri internette dolaşan hikayelerden değil. Hepsi kendi danışmanlıkları / konferansları / eğitimleri esnasında tanık olduğu gerçek anekdotlar. Olumsuz örneklerde isim vermiyor ama olumlu örneklerde firma isimlerini olduğu gibi bırakıyor. Bu arada MOKS’un birinci açılımını, Motivasyon Oluşturup Katılım Sağlayarak Yönetmek (ikinci ama işe yaramayan açılımı Meşe Ordunu ve Kızılcık Sopasıyla Yönetmek) olarak belirtilmiş.
MOKS’u Neden Okumalısınız?
- Gelecek yönetiminin nasıl yapılacağını merak ediyorsanız
- Strateji yönetimini hikayelerle öğrenmek istiyorsanız
- Sistem yönetiminin ne olduğunu bilmek istiyorsanız
- Değişim yönetiminin olmazsa olmazlarını anlamak istiyorsanız
- Bu kadar da olmaz denen yaşanmış hikayeler duymak istiyorsanız
Son sözü yine kendisine bırakalım:
Geleceği planlamanın benim gözümde dört adımı var:
1-Kalite Süreçleri Yerleştirme
2-Projelendirme
3-Sistemleştirme
4-Takdiri İlahi
İş hayatının içindeyseniz, siz ilk üçünü yapın, zaten Allah hep yanınızda olur.
Bu kitabı okuyan eğitmenler, yönetim danışmanları, öğretim üyeleri… kitaptan istediğiniz alıntıyı kaynak göstermeden alabilirsiniz, adımı anmanıza hiç gerek yok. Bilgi ülkenin her yerine ulaşsın. Hiçbir bilgiyi kendime saklamadan yazdım, çekinmeden alabilirsiniz.