Dijital Dönüşüm
Bu makaleyi paylaş
Dijital dönüşüme ne kadar hazırsınız? Şirketinizin yapay zekâ çağına tam anlamıyla uyum sağladığını düşünüyor musunuz?
Sektör araştırmaları, şirketlerin karar alırken yapılandırılmış verinin yarısından daha azını, yapılandırılmamış verininse yüzde 1’inden daha küçük bir kısmını analiz ettiğini ya da kullandığını gösteriyor. Çalışanların yüzde 70’inden fazlasının gereksiz veriye erişimi var ve analistlerin çalışma süresinin yüzde 80’i sadece veriyi keşfedip düzenlemekle geçiyor. Veri güvenliği ihlalleri yaygın, silolarda sahte veri kümeleri oluşuyor ve şirketlerin veri teknolojileri çoğunlukla beklentileri karşılamaktan uzak. Peki, sizin şirketiniz ne durumda?
Harvard Business Review’da yayınlanmış yüzlerce makale arasından seçilen birbirinden nitelikli 11 makaleden oluşan Dijital Dönüşüm, sağlıklı bir dijital strateji oluşturarak şirketini yapay zekâ çağına adapte etmek isteyen yöneticiler için eşsiz bir kaynak.
Dijital stratejiniz ne?
Rita McGrath ve Ryan McManus’un kaleme aldığı Keşfe Dayalı Dijital Dönüşüm adlı ilk makale“Dijital stratejiniz ne?” sorusuyla başlıyor.
McGrath ve McManus’a göre, yeni ekosistemleri yöneten dijitalleşmiş birer oyuncuya dönüşmek için milyarlarca dolar harcayan yerleşik şirketlerin büyük kısmı başarısız oluyor. Bunun nedeni ise CEO’ların, dijital yıkıcıların varoluş tehdidini göğüslemek için model değiştirecek ölçüde, çok güçlü bir karşılık vermek gerektiğine inanması. Yazarlara göre bu sorunun çözümü, adım adım ilerleyen deneysel bir yaklaşım olan keşfe dayalı dönüşümün benimsenmesi. McGrath ve McManus dijital teknoloji yardımıyla çözebileceğiniz sorunları araştırmanızı ve sizi yeni bir iş modeline götürecek yolu bulmak için müşterilere ilişkin zengin bilgi birikiminizi, operasyonel bakış açışınızı ve derin yetenek havuzunuzu kullanmanızı tavsiye ediyor.
Dijitalleşme mutlaka yıkıcı olmak zorunda mı?
Bir diğer yazıda Nathan Furr ve Andrew V. Shipilov okuyuculara Dijitalleşme Mutlaka Yıkıcı Olmak Zorunda Değil diyor. Büyük bir küresel şirketin kıdemli başkan yardımcısı, Cenevre Gölü’nün huzur verici manzarası karşısında uzun bir öğle yemeğinin sonuna doğru Nathan Furr ve Andrew V. Shipilov’a bir itirafta bulunur: “Dijital dönüşüm konusunda bir düzine komisyonumuz ve dijital dönüşüm girişimlerimiz var; dijital dönüşüme doğru tam gaz ilerliyoruz… Fakat bunun tam olarak ne demek olduğunu bana kimse açıklayamıyor.” Furr ve V. Shipilov için bunu açıklamak hiç de zor değil: Çok sık kullanılan bu terim, basitçe, bir kuruluşun strateji ve yapısını, dijital teknolojinin sunduğu fırsatlardan yararlanacak şekilde uyarlamak anlamına geliyor. Onlara göre pek çok yönetici dijital dönüşüm söz konusu olduğunda işlerin kökten yıkıma uğrayacağını, teknoloji alanında yeni yatırımlar yapılacağını, fiziksel kanallardan sanal kanallara tam bir geçişin olacağını ve teknoloji startup’ları satın almaları gerekeceğini düşünüyor. Yazarlar dijital dönüşümle ilgili beş can alıcı efsaneyi çürütüyor ve yöneticilere mevcut trendlere nasıl karşılık vermeleri gerektiğine ilişkin daha net bir açıklama getiriyor. İşte dijitalleşmeye ilişkin bazı efsaneler ve gerçekler:
Efsane: Dijitale geçiş, değer önermemizi kökten yıkmayı gerektirir.
Gerçek: Dijitale geçiş çoğunlukla, müşteri ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için dijital araçların kullanılması anlamına gelir.
Efsane: Fiziksel öğenin yerini dijital alacak.
Gerçek: İkisi bir arada var olacak.
Efsane: Dijitale geçiş bir teknoloji meselesidir.
Gerçek: Bu bir müşteri meselesidir.
Efsane: Dijitalleşme tüm eski sistemlerin elden geçirilmesini gerektirir.
Gerçek: Aradaki boşlukların adım adım doldurulmasını gerektirir.
Savunma mı, hücum mu?
Şirketler rekabet gücünü koruyabilmek için veri kümelerini akıllıca yönetmek zorunda. Ancak organizasyonlarda veri hırsızlığı çok yaygın, kusurlu veya kopya edilmiş veri setleri mevcut ve IT birimleri çoğunlukla bunlarla başa çıkmakta yetersiz kalıyor. Nasıl Bir Veri Stratejisi İzliyorsunuz?başlıklı makale işte bu konuya eğiliyor. Leandro DalleMule ve Thomas H. Davenport’a göre bu sorunun çözümü şirketlerin doğru bir stratejiyle iki farklı veri yönetim tarzı arasında denge kurabilmesinde yatıyor: Güvenlik ve yönetişime dönük defansif yaklaşım ile tahmin analitiğine ofansif yaklaşım.
Dört kritik alan
Dijital Dönüşüm’ün son makalesi Dijital Dönüşüm Dört Alandaki Yeteneklere Dayanır başlığını taşıyor. Thomas H. Davenport ve Thomas C. Redman’a göre dijital dönüşüm her şeyden önce insan yeteneği gerektiriyor. Teknoloji, veri, süreç ve organizasyonel değişim kapasitesi gibi dört alanda doğru ekibi bir araya getirmek, dijital dönüşüme kalkışan bir şirket için en önemli adım. Bu alanların her birinde belirli bir beceri kümesi gerekiyor:
Teknoloji alanında teknolojik derinliğe ve tüm işletmeyle işbirliği içinde çalışma becerisine sahip kişilere ihtiyaç var. Bu alanının liderleri çok iyi iletişimciler olmalı ve bir stratejik anlayış taşımalı.
Bu derinlik veri alanında da gerekli. Organizasyonun ön saflarında görev yapan çok sayıda kişi, veri müşterisi ve veri yaratıcısı gibi yeni roller üstlenmeye ikna edilmeli.
Süreç alanındaysa silolar arasında uyum sağlama ve iyileştirme sürecinin ne zaman yeterli olacağını, köklü yeniden inşa sürecine ne zaman ihtiyaç duyulacağını bilme becerisi gerekiyor.
Son olarak, organizasyonel değişim yeterliliği alanında ihtiyacınız olan özellikler liderlik, ekip çalışması, cesaret, duygusal zekâ ve diğer değişim yönetimi unsurları.
Bu kitabı neden okumalısınız?
Günümüzün iş dünyasının en önemli konularına odaklanan HBR’s 10 Must Reads serisi, yöneticiler için eşsiz birer kaynak niteliği taşıyor. Dijital Dönüşüm de bunun en güzel örneklerinden biri. Gelişmiş bir veri stratejisini nasıl oluşturacağınızı; bu strateji doğrultusunda hem verinin hem de teknolojinin iyi yönetilmesini nasıl sağlayacağınızı; yapay zekâya dayalı şirket inşasının nasıl gerçekleştirilebileceğini ve akıllı, bağlantılı ürünlerin şirketleri nasıl dönüştürdüğünü merak ediyorsanız, aradığınız yanıtları Dijital Dönüşüm’de bulabileceğinizden emin olabilirsiniz.