Pandemide Liderlik
Bu makaleyi paylaş
Türkiye’deki çok önemli şirketlerin yönetim kurulu başkanları, CEO’ları pandemide ne yaptılar? Pandemide liderlik yapmak onları hangi açılardan zorladı. Neler öğretti?
Dünyayı saran bir salgın, liderlerin de hikayelerini değiştirdi. Pandemide liderlik, kurumların tecrübelerini, gelecek öngörülerini ele alan bir kitap olarak tam zamanında çıktı. Zaten şurası bir gerçek: Şu anda yapmakta olduğumuz her ne varsa, günün birinde mutlaka değişecek. Her şey değişecek, değişmek zorunda. Bugün birlikte çalıştığımız kişiler yarın ekipten ayrılacaklar. Satış rakamlarımız yükselecek ya da geride kalacak. Müşterilerimiz değişecek, iş arkadaşlarımız değişecek. Biz de değişeceğiz. Beklenmedik şeylerle karşılaşacağız.
Tıpkı tüm dünyayı hazırlıksız yakalayan COVID 19 gibi. Emekçisi, futbolcusu, öğrencisi, siyasetçisi, iş insanı demeden hepimizi aynı karede buluşturan bir tehdit… Her krizde olduğu gibi bu kriz de bize bir şeyleri öğretiyor. Kendimiz, işimiz, insanlık ve dünya hakkında biraz daha düşünmemizi sağlıyor. Bu bela geçip gittiği zaman, hiç hesapta yokken, kendimizi hazırlamadan karşımıza çıkan gelişmeleri daha fazla aklımızda tutacağız. Daha dayanıklı, daha yaratıcı ve daha atik olmak için ne yapmamız gerektiği sorusu zihnimizin bir köşesinde hep kalacak.
Bu Zorlu Dönem Silik Bir Anı Olarak Kalmasın Diye
Pandemide Liderlik kitabı tam olarak bu “hatırlama” isteğinin bir ürünü. Liderleri kitapta buluşturup söyleşileri gerçekleştiren ve insan kaynakları alanında yirmi yıldan fazla bir deneyime sahip olan Aylin Satun Olsun “bu dönemin gelecekte hafızalarda sadece silik bir anı olarak kalmasını istemedim” diyor.
Enerji, ilaç, otomotiv, hızlı tüketim, gıda, içecek, perakende, danışmanlık, sivil toplum alanlarından 15 liderin pandemi deneyimlerini bir kitapta toplama fikri belirdikten sonra röportajları 2.5 ay gibi bir sürede tamamlamış. Hepsi farklı yaş grubundan, farklı cinsiyetten, farklı sektörden liderlerin büyük kısmı görüşmelere evden katılmış. Aralarında 70-80 gün evden çıkmayanı da var, ekibi 1 yıldır ofise gelmese de, bir esnaf gibi her sabah anahtarıyla ofisini açanı da var. Randevular, röportajlar, yazışmalarla, gönüllü yürüyen, heyecanlı ve samimi bir yolculuğun sonucunda bu kitap ortaya çıkmış. Kitapta yer alan liderlerin karşımıza eş, çalışma arkadaşı, anne, baba, dost kimliklerini çekinmeden sermeleri, evlerinden, ütü masalarından, mutfaklarından bahsetmeleri kitabın enerjisine ve akışına katkıda bulunmuş.
Kendisini sivil toplum gönüllüsü ve insan kaynakları lideri olarak tanımlayan yazar, ortaya çıkan bu samimiyeti şöyle anlatıyor:
“Bu insanların hayatlarının yüzde 70’i seyahatle geçiyordu. Ancak pandemide hepsi evlerini keşfetti. Bana göre en ilginç şeylerden biri de bu… Bunlar kitabın içindeki daha insani gerçeklerdi ve kitabın ikinci boyutunu kapsıyor. Bir de üçüncü boyut var. Üçüncü boyut ise gelecek öngörülerini içeriyor.”
Orta ve uzun vadede nasıl değişimler göreceğiz, şu anda çalışma yaşamımıza nasıl yaklaşıyoruz, yavaş yavaş şimdikinden farklı tarafa genişleyen bir dünyada mı yaşıyoruz? Her şey normale döndüğünde dahi, her şey eskisi gibi olacak mı? Peki onlar bu dönemi nasıl yönettiler, neler yaşadılar, değişime nasıl adapte oldular, motivasyonlarını nasıl koruyabildiler? 7 kadın, 8 erkek lider dönüşüm tecrübelerini, şahitliklerini çekinmeden paylaşıyor.
Pandemide Liderlik’te Neler Bulacaksınız?
İşte Tüm Başlıklar
- Liderlerin gözünden gelecek nasıl şekillenecek?
- Pandemi dönemi toplumsal cinsiyet eşitliğini nasıl etkiledi?
- Uzaktan çalışma pratikleri nasıl sonuç verdi?
- Pandemide nasıl yatırımlar, uygulamalar ve yenilikçi iş modelleri hayata geçirildi?
- Liderler esnek çalışmaya nasıl bakıyor?
Yönetimsel açıdan en çok ne değişti? - En çok neleri sorguladılar?
Kısa ve uzun vadeli öngörüleri neler? - Korku ve kriz yönetmede en etkili liderlik özellikleri neler oldu?
- Bir daha asla geri dönmeyecek uygulamalar hangileri?
Kitaptan Kısa Kısa
Mustafa Cem Açık / Pfizer Türkiye Genel Müdürü
Çalışanlar sizi görmek istiyor çünkü güvenmeye ihtiyaçları var
Bence liderlikle ilgili değişim zaten gelmekteydi. Otorite, tepede duran ve ulaşılmaz hissettiren lider profilinden uzaklaşılmış “bizden biri, beni anlayan, empati kurabilen, bana güven veren ve benimle devamlı açık şekilde iletişim kurabilen” lider profili öne çıkmıştı. Pandemiyle bu fark daha da belirginleşti.
Güldem Berkman / Amgen Türkiye ve Gensenta Genel Müdürü
Öğrenme çevikliğinin önemi daha net anlaşıldı
En iyi stratejik bakış açısına, analitik yeteneklere sahip olabilirsiniz ama değişimi okuyabilmek ve ayak uydurabilmek zamanımızda en kritik konu. Şartlar ne olursa olsun o şartlara adapte olup ekibini ve stratejilerini adapte edip sonuca ulaşabilmek gerek. Bence şu anda tam da bunu yaşıyoruz. İnsanlar daha esnek omak, empati kurmak, sürekli öğrenmek zorunda. Daha şefkatli bir liderlik anlayışı yerleşti. Çünkü viros insanların değerlerinde birtakım değişikliklere sebep oldu: “Biz niye çalışıyoruz, rolümüzün anlamı nedir?” gibi sorular ortaya çıktı. Böyle bir durumda da insanların kendilerine özen gösteren, değer veren kurumlarda bulunduklarını görmeleri hayatlarına anlam kattı.
Ahmet Dördüncü / AKKÖK Holding İcra Kurulu
Yabancısı olduğum teknolojilere uyum sağladım, zamanı daha verimli kullanmayı öğrendim.
Açıkçası eskiye döneceğimizi söyleyenlerin haksız çıkacağını düşünüyorum. Böylesi sıra dışı bir tecrübe yaşayıp hiçbir şey olmamışçasına hayatımıza kaldığımız yerden devam edersek pandeminin bize öğrettiklerini değerlendirmemiş sayılırız. Eğer pandemi hiç yaşanmamış olsaydı ve biz kurum olarak evden çalışma modeline geçmeye karar verseydik adaptasyon için iki yıllık bir sürece ihtiyaç duyacaktık. Şimdiyse zorunluluktan dolayı dönüşümün sadece aylar içinde gerçekleştiğini görüyoruz. Zor dediğimiz şey, oyunu bozdu. Bununla beraber yüz yüze yapılan toplantıların da önemini koruduğunu düşünüyorum. Karşılıklı sohbet edebilmek özellikle iş konularında çok önemli. Gelecek kuşaklara yüz yüze görüşmekten vazgeçmemelerini öneriyorum.
Hüseyin Geliş / Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su
Paniğe kapılmadım, sisteme güveniyorum
Bu süreçte yoğun olarak şirketi ve ailemi düşündüm. Evde yıllardan beri bekleyen işleri organize ettim, tüm dolapları temizledim, giymediğim ya da kullanmadığım her şeyi bağışladım. Eski fotoğrafları kutulara koydum, üzerlerine yıllarını yazdım. Çocuklarım ileride bu eve geldiklerinde dağınık bir yer bulamayacaklar, her şeyi düzenledim. Ayrıca mutfağı tekrar sevdim. Mutfakta zaman geçirmek, müzik dinlemek, komşularıma pasta yollamak ve onlardan marmelatlar almak, tanıdıklarıma telefon edip hatırlarını sormak, akrabalarımı ve yıllardır görüşemediğim arkadaşlarımı aramak bana çok iyi geldi. Buna hala devam ediyorum.
Sevda Solak / İletişimci, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Aktivisti, TimePR Kurucusu ve Ajans Başkanı
İş Yaşamında Kadınlar Harikalar Yarattılar
Pandemiden kadınlar ve erkekler farklı etkilendi. Kadın ve erkek cinsiyetinde oldukları için değil. Toplumsal cinsiyetin onlara yüklediği roller nedeniyle, toplum tarafından üretilmiş kimlikleri nedeniyle farklı etkilendiler. Kadınlar da yöneticiydi ama evde daha fazla yöneticiydiler. Öğretmendiler ama evde daha fazla öğretmendiler. İşçiydiler ama evde daha fazla işçiydiler. Pandemiden önce, şanslı olanları çalışıyordu, ekonomik özgürlükleri vardı ama pandemide işini ilk kaybeden onlar oldu. Neden mi? Çünkü çocuklar, hastalar, ebeveynler, kocalar, herkesin bakımı onlara tahsis edilmişti. Onlar evin geçimini sağlayan değil, geçimine destek olan olarak konumlanıyordu. Zaten iş yaşamında olmasalar da olurdu. Bugün dünyayı yöneten liderlerin sadece yüzde 7’si kadın. Almanya, Yeni Zelanda, Tayvan, Norveç, Danimarka, Finlandiya, İzlanda’da kadın liderler var ve onlar koronavirüs krizini açık ara daha iyi yönettiler.
Levent Kömür
Mey / Diageo Genel Müdür
Artık ömrümün sonuna kadar kravat takmayacağım
Ben 30 yaşından beri işe her gün takım elbiseyle, kravatla geldim. Çok zorunda olmadıkça ve protokol gerekmedikçe bundan sonra kravat takmayacağım. Takım elbise giymeyeceğim. Bu küçük ve sembolik bir değişim belki ama bana değişmek gerektiğini hatırlatacak. İkincisi de var: ben çok not alırım. Dolma kalemi çok severim, tükenmez kalem de çok kullanırım. Yine pandeminin ilk gününden beri kurşun kalemle yazıyorum. Her yaptığımın bu dönemde hata olabileceğinin farkında olduğumdan, bari silinebilir hatalar yapayım diye kurşunkalemle yazıyorum. Hem komik, hem sembolik anlamı var. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi yeni normal değil de “normalleşen yeni” olarak tanımlamak bana daha doğru geliyor.
Ahu Büyükkuşoğlu Serter / Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Çaresizlikler en iyi motivasyon aracı
Bazı konularda endişelerim var. Dijitalde yetkinliklerin artırılması yani upskilling konusu, bence dünyadaki önümüzdeki 100 yılın problemlerinden biri olacak. Geçen gün bunu kızıma anlatırken de söyledim. At arabasından motor kullanımına geçilen dönemde insanlar ne yaşadıysa, biz şu anda benzer şeyleri yaşıyoruz. Bu kez geçiş 100 yıl sürmeyecek. Çünkü teknoloji o kadar hızlı gidiyor ki… Geçişi göz açıp kapayıncaya kadar tamamlayacağız. Çoğu insan at arabası döneminde kalacak. Peki, geride kalanlar için ne yapmak gerekiyor? Eskiden daha az insan arkada kaldığı için sorun çok büyük değildi. Şimdi çok daha fazla insan arkada kalacak. Dolayısıyla arkada kalanların hayat standartları hep düşecek. Bu da eşitlik ve hakkaniyet ilkeleri açısından ciddi bir sorun. Tüm kuralların belki yeniden yazılması gerekiyor…
Kitapta Hangi Liderler Yer Aldı
Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Büyükkuşoğlu Serter. PWN İstanbul Pazarlama ve İletişim Çalışma Grubu Lideri Sevda Solak, Pfizer Türkiye Genel Müdürü Mustafa Cem Açık, Amgen Türkiye ve Gensenta Genel Müdürü Güldem Berkman, Türk Tuborg CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi Damla Birol, Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, NOTE Cosmetics Genel Müdürü Beril Koparal, Mey-Diageo Genel Müdürü Levent Kömür, Anadolu Sağlık Merkezi CEO’su Türkan Özilhan, GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan Özsoy, Reklamverenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura, P&G Türkiye-Kafkasya-Orta Asya Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Tankut Turnaoğlu, Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere ve Sodexo On-site Services Genel Müdürü Ahmet Zeytinoğlu…
Aylin Satun Olsun, kurucusu olduğu PWN İstanbul’un “(Profesyonel Women Network) Yönetim Kurulu Başkanı. Kitaptaki liderlerin hepsi PWN İstanbul üyesi.
Professional Women’s Network
PWN (Professional Women’s Netrowk) 1996 yılında Paris’te kuruldu. Kurucusu Avivah Wittenberg Cox, üçüncü çocuğu için doğum iznindeydi ve işe geri dönmeyi düşünüyordu. Öykülerini paylaşmak için birkaç kadınla öğle yemeği yedi ve kadınların birbirlerinden güç ve destek almaları için güvenli bir yere ihtiyaç duyduğunu belirlediler ve PWN Paris’i kurdular. Sonra Amsterdam, Brüksel, Milano, Madrid, Londra kurucu şehirler olarak önce Avrupa yapılanmasına sonra da küresel ağa katıldı. Bugün Avrupa, Amerika ve Asya kıtasında 20 ülkede 31 şehir ağına sahip gönüllü bir sivil toplum örgütü. 2013 yılında PWN İstanbul ise bu küresel ağın bir parçası ve en büyük beş şehir ağından birisi olarak ülkemizde kadınların iş hayatında sürdürülebilir bir şekilde var olmalarını sağlamak ve liderler olarak yükselmelerini desteklemek için faaliyet gösteriyor.