Bu yazıyı paylaş
Girişimcilik doğası gereği zor ve meşakkatlidir. Bunun yanında organik ve dış engeller girişimcilerin başarısız olmalarına yol açmaktadır.
Girişimcilik son yılların belki de en önemli ve popüler kavramlarından biridir. Her platformda, her sektörde girişimcilik ve yarattığı etkiler konuşulmaktadır.
Teknolojinin hayatımıza çok fazla girmesi, insanların teknoloji tabanlı iş fikirlerini hayata geçirmeye çalışmaları girişimciliği şekillendirmeye başladı. Girişimcilik denildiğinde daha önce yeni bir iş kurmak, iş yeri açmak veya şirket kurmak gibi fiziksel mekânlarda hizmet veren iş fikirleri ve kavramlar akla gelirken, son yıllarda özellikle yaşadığımız pandeminin de etkisiyle girişimcilik tamamen teknoloji ve bilişimle anılır hale geldi.
Hangi boyutta olursa olsun girişimcilik özü itibariyle yeni ve inovatif çözümler sunmayı hedefler. Girişimci risk alan, yeni ve farklı düşünendir. Yetenek, birikim ve cesaretin bir araya gelmesi girişimcinin harekete geçmesinde uygun zemini oluşturur. Bu etkenlerin bir veya birkaçının eksikliği girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açabilir. Ne yazık ki girişimcilikte başarısızlık ve kayıplardan ders almamak genellikle yeni başarısızlıklara yol açar.
Ülke ve toplum olarak girişimciliğe çok yatkın olduğumuz söylenemez. Sosyal ve siyasal kültürümüz genellikle değişime çok açık değildir. Geleneksel, mevcut olanı sahiplenen ve yeniye mesafeli davranış modelimiz Z kuşağı ile değişebilir. Ülkemizin girişimcilik ekosisteminde ki yapısal değişim bu yeni ve genç kitle üzerinden hızla sürmektedir.
Dünya’da girişimciliğin ve girişimcilerin kümelendiği ülkeler ve şehirler mevcuttur. Hepimizin bildiği, girişimciliğin en önemli merkezlerinin başında ABD San Francisco’da ki Silikon Vadisi gelmektedir. Bunun yanı sıra Tel-Aviv, Yeni Delhi, Singapur, Berlin ve Moskova diğer popüler girişimcilik ekosistemlerindendir. Türkiye ve İstanbul’da yakın zamandaki oyun girişimlerinin yurtdışından yatırım alması veya satın alınması ile dikkatleri üzerine çekmektedir. Türkiye, oluşturacağı eşsiz girişimcilik ekosistemiyle çekim merkezi olmalı, büyüyen ve yatırım alan girişimleriyle ülke ekonomisine katkı sağlamalıdır.
Gelişen ve büyüyen girişimcilik ekosistemimiz dünyada ki örneklerine benzer sorunlar ve engeller yaşamaktadır. Bu engelleri büyüten ve karmaşık hale getiren ülkemize ve yaşadığımız coğrafyaya özgü engeller ise belki de aşılması daha zor olanlardır.
Ülkemizde girişimciliğin önündeki engelleri sıraladığımızda:
Geleneksel Kültürel Yapı
Ülkemizde ideal iş ve çalışma hayatı herhangi bir kamu kurumunda, yani devlet güvencesi altında çalışılması olarak algılanmaktadır. Sonrasında eğitim alınan alanda kurumsal bir şirkette iyi bir maaş ve sosyal haklar ile işe girmek diğer önemli çalışma hayatı örneklerindendir.
Girişimcilik çok az bir bireyde gelişen davranış ve hayata bakış açısıdır. Girişimciliğin belirsizliği, gelir modelinin net olmaması ve başarısızlık riski gibi faktörler kişilerin ve toplumun girişimciliğe mesafeli davranmasına neden olmaktadır.
Aile ve Sosyal Çevrenin Destek Vermemesi
Ülkemizde ne yazık ki girişimciliğe ve girişimcilere hak ettikleri değer verilmiyor. Çevrenize bir fikir sunduğunuz zaman genellikle gelen tepkiler size bardağın boş tarafını gösterme gayreti içerisine girecektir. Özellikle ailelerimiz ve arkadaşlarımızdan gelen eleştirilerin birçoğu yapıcı değil aksine yıkıcı bir tutum içerisinde gerçekleşmektedir.
Ailenin genel tutumu; kişinin girişimcilik gibi belirsiz ve meşakkatli bir yolu seçmesi yerine kamu veya özel sektörde maaşlı garantili işe girmesini sağlama çabası ve yönlendirmesi olmaktadır.
Bürokratik Engeller
Girişimcilik ekosistemi henüz daha Devlet tarafında yeterince sahiplenilmemekte ve girişimciliğe yeterli kaynak ayırılmamaktadır.
Eğitim sistemi, sanayi ve iş dünyası işbirlikleriyle bireysel girişimcilik kavramıyla çok daha erken yaşlarda tanıştırılmalıdır. Okullarda ezbere dayalı eğitim yerine uygulama ve saha çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
Türkiye Girişimcilik Ekosisteminin Zayıflığı
Ülkemiz girişimcilik ekosistemi dönüşüm sürecindedir. Girişimcilerin eğitim alabileceği, finansal kaynaklar sağlayabilecekleri, fikir aşamasından ürün aşamasına kadar yararlanabilecekleri girişimcilik merkezleri yeterli sayıda değildir. Mevcut girişimcilik merkezleri ve programları genellikle seçici davranarak ticarileşmeye daha yakın veya fatura kesebilen girişimleri tercih etmektedirler.
Özellikle fikir veya geliştirilme aşamasındaki girişimler yeterli desteği ve imkânı bulamamaktadır.
Girişimcilerin Yetkinlikleri
Girişimcilerin pazarlama, iletişim, işletme bilgilerinin ve yönetimsel becerilerinin zayıflığı ülkemizde girişimciliğin başarısızlık hikâyeleri ile anılmasına yol açmaktadır. İyi bir fikre sahip olmak tek başına yeterli değildir. Çok iyi bir mobil uygulama veya internet sitesi yaratmak da iş fikrinin başarılı olmasına yetmemektedir. Çalışılan alanda deneyimli kişilerin ekipte yer alması, pazarlama ve iletişim kanallarının iyi kullanılması, fikir sahibinin fikrin ticarileşmesinde farklı disiplinlerden uzmanlarla bir arada çalışma ve işbirliği yapma anlayışının gelişmesi girişimlerin başarıya ulaşmasına fayda sağlayabilir.
Girişimcilik kısa yoldan para kazanmanın yollarını aramak değildir. Birlikte üretmek, paylaşmak ve büyümektir. Ülkemizde girişimcilik kavramının altını dolduran, yeni girişimcilere örnek olan ve başarı hikâyeleri yazan daha fazla girişim görmek umuduyla.
Sinan Canpolat
(www.girisimcigazetesi.com’dan alınmıştır)