Hatalardan Öğrenmek
Bu makaleyi paylaş
Yanlış bir şey yapmak başarısızlık değildir. Hatalardan öğrenmek kıymetli bir süreçtir. Sadece tekrarlayan hatalara başarısızlık diyebiliriz.
Hatalardan öğrenmek fikri kulağımıza yalnızca teoride hoş geliyor. Aksi söylense de biliyoruz ki dünya aslında başarıyı yüceltiyor. Çoğumuz hata yapmaktan kaçınmaya çalışıyoruz, çünkü hatalar iyi hissettirmiyor veya egolarımızı beslemiyor. Kaldı ki iş dünyasında da, başarısızlık değil, başarı ödüllendiriliyor. Yenilik ve yaratıcılık beklenen çalışanlara hedefleri kaçırmaları için değil, tutturmaları için ikramiye veriliyor.
Başarı Hikayelerinin Büyük Kısmının Bizimle Alakası Yok
Göz kamaştırıcı başarıları hikayeleri bugün geçmişte olduğundan çok daha hızlı bir şekilde kan dolaşımına ve kültüre giriyor. Kurduğu şirketle şimdiye kadar çok az insanın gördüğü bir serveti biriktiren Mark Zuckerberg’i düşünün. Kanepeye yayılmış miskin bir halde tv kanalları arasında dolanan birine, “Size Zuckerberg’in başarısının tüm nedenlerini anlatacağız” dense, duyacaklarına konsantre olabilmek için uzandığı yerden hafifçe doğrulurdu…
Ama hakikaten dürüst olalım, bu başarının hangi noktalarını kendi avantajına kullanabilirdi? Bu hikâye bizimle ne kadar alakalı olabilir? Olamaz çünkü başarı hikayeleri geçişsizdir. Onları farklı bir duruma adapte etmek ve aynı sonucu elde etmek zordur. Her hikâyenin kendi tekilliğinde kolayca dile getirilemeyen, kodlanamayan ve depolanamayan şans unsurları ve birikimler söz konusudur. Kaldı ki, genelde daha önceki başarısızlıkların üzerine inşa edildiği bilgisi de pek dile getirilmez.
Yanlış Bir Şey Yapmak Başarısızlık Değildir
Önce şunu bir cebimize koyalım: Hiçbir zaman hata yapmadığımız bir noktaya gelemeyeceğiz. Sadece onlardan sistematik bir şekilde öğrenmeyi öğreneceğiz. Öyleyse hata yapmak neden bu kadar kötü hissettiriyor? Çünkü aslında bu duygu, gelecekte başarılı olmamızı sağlamak için beynimizin yaptıklarının bir parçası. Bir hata yapmak, vahşi doğada yaşayan ve avcılardan kaçan uzak atalarımız için yaralanma veya ölüm anlamına gelebilirdi. Atalarımızın beyinleri, insan ırkının hayatta kalabilmesi için hatalarından ders almalarına yardımcı olmak zorundaydı. Aynı hataları yapmaktan kaçınmak için gelecekte eylemlerimizi nasıl değiştirebileceğimizi öğrenmek bu yüzden beynin en önemli işlevleri arasında.
Şöyle bir hata düşünün: Futbol oynuyorsunuz ve serbest vuruş yapmak üzeresiniz. Amacınız gol atmak. Durumu değerlendiriyor ve bir eylem planı yapıyorsunuz. Serbest vuruşta, önünüzdeki barajı aşacak şekilde topa vuruyorsunuz. Golle son bulacağını tahmin ettiniz, ancak top alakasız bir yere gitti! Başka bir deyişle, olacağını düşündüğünüz şey aslında olmadı. Hayal kırıklığına uğramış olsanız da, bu olay size önemli bir şey söylüyor. Size dünyanın nasıl çalıştığına ve onu nasıl etkileyebileceğinize dair fikirlerinizin tamamen doğru olmadığını söylüyor. Artık biliyorsunuz ki, bir dahaki sefere topa başka şekilde vurmanız gerekecek. Bu tür öğrenme deneyimleri sayesinde, sonunda gol atana kadar vuruşlarınızı ince ayar yapacaksınız
Hayat Bize Analiz Etmemiz Gereken Yeni Hata Örnekleri Sunmaya Devam Edecek
Yaraların, başarısızlıkların yol açtığı büyük acılara kapılmamayı başarmak zorundayız. Bir başarısızlığı tedavi etmenin ideal yolu, ondan öğrenmek ve basitçe gitmesine izin vermektir. Başarısızlıklardan veya hatalardan öğrenme sanatında ustalaşmak, başarılı insanların ayırt edici özelliğidir. Denemeye ve ellerinden gelenin en iyisini vermeye devam ederler. Bir şeyler ters giderse, bunun ardındaki nedenleri bulmaya ve hatalarından dersler çıkarmaya heveslidirler. Düzenli olarak, farklı iş durumlarında neyin işe yarayıp neyin yaramadığını analiz etmeye devam ederler. Çünkü kimse eski hataları tekrar tekrar yaşamak istemez.
Uğradığınız başarısızlıklarda suçu bir şeylerde veya birilerinde bulduğunuz sürece başarı kolay kolay gelmeyecektir. Bu eylemleri yapan sizdiniz, bunları siz düşündünüz ve bu seçimleri siz yaptınız. Hayır diyemeyen, bu işi kabul eden, bu işte kalan sizdiniz. Onlara inanmayı siz seçtiniz. Sezgilerini dinlemeyen, her şeyi tek başına yapmayı seçen, o adama güvenen sizdiniz. Kısacası bu duyguları siz hissettiniz, bu seçimleri siz yaptınız, bu sözcükleri siz kullandınız.
Aslına bakarsanız, çoğumuz hoşumuza gitmeyen şeyleri başkalarının üzerine atmaya, kendimizin dışında hemen herkesi suçlamaya koşullandırılmışız. Küçükken bir şeye çarpıp canımız acıdığında, bizi sakinleştirmek için çarptığımız şeyi yalandan döven ebeveynlerimizi düşünün. Birer yetişkin olduğumuzda da aslında şablon devam ediyor. Anne ve babalarımızı, müdürlerimizi ve patronlarımızı, iş arkadaşlarımızı, eşlerimizi, havayı, ekonomiyi, hükümeti, astroloji haritamızı, parasızlığımızı, kısacası aklımıza gelen her şeyi ve o an gözümüze çarpan veya mimlediğimiz herkesi suçlayabiliriz. Gerçek sorunun nerede olduğuna hiç bakmak istemeyiz: Kendimize…
Bir gece vakti kaybettiği anahtarını arayan bir adamla ilgili güzel bir fıkra vardır. Evine giden biri, yolda dizüstü yere çökmüş, sokak lambasının ışığı altında bir şeyler arayan bir adama rastlar. Adama ne aradığını sorar, o da anahtarlarını kaybettiğini ve onları aradığını söyler. Yoldan geçen adam, anahtarlarını arayan adama yardım etmeyi önerir. Anahtarları bir saat kadar dizlerinin üzerinde birlikte aradıktan sonra, ilk adam diğer adama sorar. “Her yere baktık ve bulamadık. Anahtarları burada düşürdüğüne emin misin?” Diğer adam da der ki: “Hayır. Anahtarları evde kaybetmiştim ama bu sokak lambasının altı daha aydınlık diye burada arıyorum.”
Suçlama Oyununa Girmeyin
Suçlama oyununu oynamaktan iyi bir şey çıkmaz. Enerji ve zaman kaybıdır. Şimdi soru şu, suçlama oyunundan nasıl kaçınabiliriz? Başarısızlığın arkasındaki nedeni anlarsanız, suçlama oyunuyla mücadelede size çok yardımcı olabilir. İşte hatalarınızdan ders çıkarmanıza yardımcı olacak on önemli adım.
`
Adım 1: Hedeflerinizi Gözden Geçirin – Hedeflerinizin iş girişimlerinizle uyumlu olduklarından emin olun. Düzenli olarak gözden geçirme işi, arzularınıza netlik kazandıracak ve bunu gerçekleştirmenize yardımcı olacaktır.
Adım 2: Başarısızlıklarınızı Ayrıntılı Olarak Analiz Edin- Belirli bir girişimin iyi gitmediğini, dolayısıyla başarısız olduğunu anladığınızda, işlerin şu anda nasıl olduğunu ve nereye gittiğini analiz edin. Yöndeki bir değişiklik yararlı ve tatmin edici olabilir.
Adım 3: Tutarsızlıkları Belirleyin – Ölçün. Beklediğiniz ile gerçekte olan arasındaki farkları ortaya çıkarın. Gelecekteki beklentiler ve gerçeklik arasındaki boşlukları nasıl kapatabileceğinizi düşünün.
Adım 4: Tüm hatalarınızı listeleyin – Kimseyi suçlamayın ve başarısızlığı tetikleyen tüm hataları listeleyin.
Adım 5: Çıkarılacak Dersleri Belirleyin – Büyük bir dikkatle, tutarsızlıkların ardındaki neden(ler)i göz önünde bulundurun, böylece değerlendirmelerinizdeki hataları ve yanlış hesaplamaları görebilirsiniz. Sonuçlarınızı çıkarın ve aynı hatanın iki kez tekrarlanmaması için öğrenmeniz gereken dersleri öğrenin.
Adım 6: Katlamayın Herhangi bir yatırımcıyla konuşun, size aynı şeyi söyleyecektir: Asla kötü bir yatırımı ikiye katlamayın. Başka bir deyişle, şirketinizi daha büyük ve daha iyi bir şekilde yeniden başlatma dürtüsüne direnin. Başka bir yere bakın. Güçlü yönlerinizin içinde kalın ama farklı bir şeye bakın. Kazananlar asla vazgeçmez ve PES edenler asla kazanmaz gibi uyarılar iyi niyetli olsa da, aslında son derece kötü bir tavsiye olabilir. Bazen bırakanlar kazanır.
Adım 7: Çeşitli Başarısız İş Kararlarından Kaynaklanan Hataları Birleştirin – Hata modelini anlamak istiyorsanız, tek bir hatayı analiz etmek yeterli olmaz. Yaptığınız hataları anlamak için çeşitli başarısız girişimleri inceleyin.
Adım 8: Sakin kalın. Daha sakin bir ruh hali içinde olduğumuzda çözüm buluruz ve insanlara, “durumu aştığımızı”, “çıkar bir yol bulduğumuzu” söyleriz. Çözümü bulurken tıpkı bilgisayardaki veri ayıklaması işlemi gibi, mevcut enformasyonu tarar ve aşina olduğumuz kalıplar ararız. Kendimize, “Bu sorun daha önce de ortaya çıkmış mıydı?”, “Nasıl başa çıkılmıştı?” ve “Sonuç ne olmuştu?” gibi sorular sorarız. Araştırmacı ruh halimizi yeterince uzun koruyabilirsek problemleri çözmek için yeni kalıplar bulabiliriz.
Adım 9: Daha büyük dersi öğrenin – Başarısız girişimleri çoğaltmaya gelince, bu girişimlerin arkasında çeşitli düşünme biçimleri, tekrarlanan kötü yargılar ve alışılmış eylemlerle karşılaşabilirsiniz. Bunu ileriye götürerek, yalnızca yeni hatalar yaptığınızdan emin olmak için ustalaşmanız gereken daha büyük dersler alabilirsiniz.
Ve Son Olarak Kendinize Karşı Anlayışlı Olun
Başarısızlık kendimize ve dış dünyaya karşı bir hayal kırıklığı ve öfkeyi tetikliyor, kabul…
Ama bunu görüp, en iyi arkadaşınıza olduğu gibi, kendinize de saygılı olun. Bir arkadaşımız bir başarısızlık yaşadığı zaman asla ona şöyle demeyiz: “Sen değersizlerin şahısın, korkunçsun!” Bilakis ona şöyle deriz: “Ne olduğuna bir bakalım… Sakin ol, halledebilirsin…”